Neo Köylü Modası
Köylülerin giyinme stillerini gereklilik, kullanışlılık,kanaatkarlık, eldeki malzemeler ve biraz da güzellik anlayışı belirliyor.
Bahçede çalıştığım süre içerisinde giyinme şeklimin de bu hayat tarzına uyum sağladını farkettim. Kıyafetlerimin çoğunluğunu kendim yapmamın yanı sıra seçtiğim kumaşlar, kıyafetlerle bir de baktım ki kendi köylü stilimi ortaya çıkarmışım!
Mesela bu fotoğraftaki kıyafetteki parçaların işlevlerine bir bakalım:
Elbise: Elbise giymeyi iyi havada da kötü havada da çok seviyorum.Tek parça, hemen hop üstüne geçiriveiyorsun. Bu elbiseyi eski bir çarşaftan yapmıştım (kanaatkarlık) ve 2 tane cebi var (kullanışlılık).
Pantolon: Elbiseden ödün vermeden, sivrisineklerden korunmak için sabah ve akşamüstleri altıma bir pantolon geçiriyorum.
Çorap: Pantolonun paçasından sivrisinek,böcek girmesin diye çorapları paçaların üzerine çekiyorum, oh!
Hırka ya da yelek: Kat kat giyinmenin önemli bir elemanı: hafif,hareketi kısıtlamıyor,terletmiyor ve sabah/akşam serinliğinden korunmaya yarıyor.
Şal: Birçok işe yarıyor:
Boyuna ve omuza sarınca soğuktan koruyor, şapka niyetine kafaya sarılıyor (özellikle budama yaparken ve meyve toplarken ağaçtan düşen yapraklar,dal parçaları ve böceklerin saçıma karışmaması için çok faydalı)
Birşeyler taşımaya da yarıyor. Taşıyacağım şeyleri bohçalayıp, sırtıma bağlıyorum.
Plastik terlik: Çoğu zaman bahçede çıplak ayakla geziyorum ama bazen koca göknarın kozalakları parçalanıp döküldüğünde ve hava çok kuru olduğunda ayaklara batabiliyor.Bu yüzden terlik giymek büyük rahatlık oluyor. Bir kere çok dayanıklılar, suya girip çıkabiliyorum,temizliği kolay, hafif ve rahatlar.
Köylerde kara lasitğin neden bu kadar popüler olduğunu anlayabiliyorum.
NOT: Kara lastik ya da cızlavat Türkiye’ye 1930’larda gelmiş, 90’larda da üretimi bayağı artmış. Ondan önce köylerde çoğunlukla çıplak ayakla geziliyormuş ya da deri çarık giyiliyormuş. Çarıklar çabuk aşınıyor ve suya girince kurutmak, iyi bakmak gerekiyor ( benim de bir tane var, evde giyiyorum,bahçeye giymeye kıyamadım) . Bunun yanında doğal malzeme olduğu için ayak sağlığı için çok daha iyi,hava alıyor,ayağın şeklini alıyor ve yıprandığında elde tamir edilebiliyor ya da arada sırada yenisi yapılabiliyor.
Gel gelelim köylülerin o kadar çok işi var ki sık sık kendilerinin ve çocuklarının ayakkabılarını tamir etmekle uğraşmak istemeyebilirler.
Bu durumda plastiğin bakımı yok gibi birşey ve böylelikle uğraşılacak bir iş ortadan kalkmış oluyor. Fakat düşününce, delindiğinde veya yıprandığında tamir etmesi zor* ve satın almaya yönelik, kültüre yabancı bir ürün.
*Bir yerde kara lastik ayakkabılar eskidiğinde küçük parçalara bölünüp soba tutuşturmak ve oyuncak yapmak için kullanıldığını okumuştum.
Japonya’da çeltik saplarından waraji isimli sandaletler örülüyor.Yıprandıkça yenisi yapılıyor.
Güney Amerika’da da eski araba lastiklerinden sandaletler yapılıyor.
İş Eldivenleri: Bahçede çalışmaya ilk başladığım zamanlar herşeyi çıplak elle yapıyordum ve gün sonunda ellerim yara bere içinde kalıyordu. Artık eldivenlerim elimden eksik olmuyor, özellikle malç toplarken/yayarken ve budama yaparken mutlaka eldivenlerimi takıyorum.